Real Madrid, bir futbolcuya talip olduğunda “Real Madrid treni bir kez geçer, senin istasyondan bindin bindin, yoksa…” derler. Öyledir de… Real Madrid tarihiyle, kazandıklarıyla kimsenin hayır diyemediği kulüptür. İsterlerse Barcelona’nın kaptanı Figo’yu da alırlar, Alex Ferguson’un iki yıl direndiği Cristiano Ronaldo’yu da. Barcelona, Liverpool, Manchester City, Paris Saint-Germain, Juventus ve Bayern Münih seni istediğinde kariyerinde zirveye koşuyorsundur ya da zirvedesindir… Bonservisin sorun değildir ve alabileceğin en yüksek maaşı alırsın bu kulüplerden. Elbette üstüne büyük futbolcularla oynama ve kupalar kazanma ihtimali…
Atletico Madrid, Tottenham, Arsenal, Manchester United (birkaç yıldır) Inter, Milan, Roma, Lazio, Napoli, Marsilya seni istediğinde rakamlar düşer ama hem ev sahipliği yapan şehirlerin yüksek standardı hem de kulüp tarihi ve sağlam tribün kültürleri birçok büyük futbolcu için tercih nedenidir. Portekiz Ligi’nde büyük paralar kazanmazsın ama kariyerinin başındaysan senin için tramplendir, vitrine çıkarsın.
B.Dortmund, Rennes, O.Lyon, Atalanta ve Portekiz’in üç büyüğünden biri seni istiyorsa 5 milyondan fazla kazanamayacağını bilirsin ama bunlar yetenek avcısıdır, sen elmassındır, onlar da pırlanta ustaları…
İlkay Gündoğan ile birlikte Bundesliga’dan kopup Premier Lig sahnesine çıktığında kendini ispat etmesi gereken bir yıldız adayıydı. Attığı gol, yaptığı asistler istatistik kaynaklarında yazıyor. Alman futbolunun en başarılı ve en zengin kulübü Bayern Münih’i eski futbolcularının kolektif aklı yönetir. Adamlar futbolun kitabını yazsalar 10 cilt eser çıkar ortaya. Bayern Münih, Bundesliga’nın köpekbalığıdır.
Şampiyonluk yarışında kim onu sıkıştırıyor ve hatta geçiyorsa gider onun kalbini söker, iş bitiren adamlarını kadrosuna katar. Demek ki Leroy Sane’nin onlar açısından 40 fırın ekmek yemesi lazımmış. Manchester City’de küreği Pep Guardiola’nın elinde olan fırından da yedi o ekmeği. Sakatlanmasa 2019 yazında geleceği Bayern Münih’in, pandeminin ilk yılında 3 kupayı da kazanan takımına transfer edildi.
Bayer Leverkusen’e geçen yıl kaptırılan şampiyonluk dışında 4 şampiyonluğun kilit adamlarından biri olan Leroy Sane’den Bayern Münih neden vazgeçti? Ya da Sane neden 5 büyük Avrupa Ligi’nde kalmadı? Galatasaray tercihinin sebebi nedir? Bu sorulara cevap arayalım şimdi…
Bayern Münih, 10 milyon Euro net alan Sane’ye yeni kontratında yarısını teklif ederken 5 yıllık sözleşme onların Avrupa’da peşinden koştukları yıldız adayı ya da yıldız kanat oyuncularının önünü kesecekti. Leao, Barcola peşinde koşan Bayern Münih, Sane için rakamı yükseltmezken oyuncu da Alman kulübünden bonservis kazandırmadan iki oyuncu götüren Pini Zahavi’yi yeni menajeri ilan edince inceldiği yerden koptu 5 yıllık beraberlik…
Leroy Sane, istediği kontratı Avrupa’nın 5 büyük liginde bulabilir miydi? 10 milyon ödeyebilecek Real Madrid, Barça, Paris Saint-Germain, Man. City ve Bayern Münih dışında bir kulüp yok kıtada. İkisi zaten eski kulübü, diğer üçünde ise kanatlarda yeteri kadar kaliteli adamlar varken Sane için fazla seçenek yoktu.
Galatasaray bugünlerde elindeki kadro, kazandığı şampiyonluklar, Şampiyonlar Ligi direkt bileti ve İstanbul kulübü olmanın getirdiği toplam cazibeyle, Avrupa’da ismi büyük ama şampiyonluk yarışından uzak her kulüpten çok daha iyi bir tercih futbolcular için. Üstelik de çift haneli bir yıllık ücreti, vergi oranının da düşük olduğu bir “futbol” ülkesinde kazanmak, 2026 Dünya Kupası’nda Almanya formasıyla orada olmak isteyen bir futbolcu için elbette ki Suudi Arabistan veya Katar’dan çok daha akıllıca…
Marka değeri ve referans bir şeyi satın alırken ya da çok aday arasından seçerken ziyadesiyle tercihimizi belirler… Ben Leroy Sane olsam şunları derdim: “Merhaba ben Leroy Sane. Yeni takım arkadaşlarım Davinson, Torreira, Lemina, Icardi ve belki Osimhen… Muslera ve Mertens yeni ayrılmışlar… Sneijder, Drogba bu formayı giymişler… Yılda 12 milyon Euro kazanacağım. Oynayacağım takım 3 sezondur şampiyon oluyor.
Dünyanın en güzel şehirlerinden birinde İstanbul’da yaşayacağım, tesisler Bayern Münih seviyesinde, yabancılık çekmeyeceğim çünkü Kaan Ayhan var, belki İlkay ağabey de gelir. Galatasaray’ı tercih ettiğime şaşıranlar varmış, eski takım arkadaşım Joshua (Kimmich) de dahil… Müsaadenizle ben de şaşıranlara şaşırayım.”