Belediyelere yönelik ‘yolsuzluk’ soruşturması kapsamında tutuklanan ve İBB Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu’nun, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e yönelik sözleri nedeniyle, yargılandığı davanın 2. duruşması İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince, Silivri’deki Marmara Ceza İnfaz Kurumu karşısındaki duruşma salonunda görüldü.
İmamoğlu, tutuklu bulunduğu cezaevinden duruşmanın yapıldığı salona saat 10.06’da jandarma eşliğinde getirildi. Üzerinde gri takım elbise ve mavi renkte kravat bulunan İmamoğlu’nun kilo verdiği görüldü. İmamoğlu salona girdiği esnada salonda bulunanlar tarafından ayakta alkışlandı. “Türkiye seninle gurur duyuyor, Cumhurbaşkanı İmamoğlu” sloganları atıldı. İmamoğlu, salondakileri eliyle selamlarken eşi Dilek İmamoğlu’na da eliyle öpücük gönderdi.
Duruşmaya CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu ile iki oğlu, CHP Genel Başkanları, milletvekilleri, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, İBB Başkanvekili Nuri Aslan, CHP Gençlik Kolları Başkanı Cem Aydın ve çok sayıda il, ilçe yöneticisi de izleyici olarak katıldı.
DURUŞMAYA 3 GÜN KALA MÜTALAA
Duruşma savcısının, geçtiğimiz hafta cuma günü esasa ilişkin mütalaasını dosyaya sunduğu ortaya çıktı. Mütalaada iddianameyi tekrar ettiğini belirten savcı, İmamoğlu’nun İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e yönelik sözleri nedeniyle “kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret”, “tehdit” ve “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” suçlarından 7 yıl 4 aya kadar hapisle cezalandırılmasını ve kamuoyunda ‘siyasi yasak’ olarak bilinen TCK 53. maddesinin uygulanmasını talep etti.
FERDİ ZEYREK’İ ANDI
İmamoğlu, saat 10.13’te beyanda bulunmaya başladı. 11.07’de ise sözlerini teşekkür ederek sonlandırdı. Silivri’de yargılanmayı kabul etmediğini ve doğru bulmadığını belirten İmamoğlu, geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden Manisa Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’i andı. Zeyrek’in yanında olamadığını kaydeden İmamoğlu, “Mekânı cennet olsun. Allah’tan rahmet diliyorum. Bir ders bırakarak gitti, yüzbinlerce insan yas tuttu. Yüzbinlerce insanın bir yöneticiyi yas tutarak uğurlaması ders niteliğindedir” dedi.
ORTADOĞU’DAKİ GERİLİME DEĞİNDİ
İsrail’in Filistin’e ve Gazze’ye karşı saldırılarına değinen İmamoğlu, İsrail ile İran arasındaki gerilime de değinerek, “Savaş ortamının tam ortasındayız. Şu anda bir yargılamanın ortasındayız ama Türkiye’nin daha önemli meselelerinin olduğunun da altını çizmek gerekir. Gerçekten yargının, adaletin böylesi zor bir dönemde ülkemizin adalet duygusunu yükseltecek daha önemli işleri olduğunu düşünüyorum” diye konuştu. Siyasetçileri hesap veren ve adil bir düzene ihtiyaç olduğunu kaydeden İmamoğlu, davanın Çağlayan Adliyesi’nde görülmesi gerektiğini söyleyerek, “Yüce Türk yargısı için burada olmayı ve bu şekilde yargılanmayı asla kabul etmiyorum, içime sindiremiyorum” dedi.
“ULUSLARARASI İTİBAR KAYBINA UĞRADIK”
90 gündür haksız ve hukuksuz bir şekilde ‘tutsak’ olduğunu söyleyen İmamoğlu, “Ne yazık ki büyük maddi ve manevi ve aynı zamanda uluslararası itibar kaybına uğradığımız bir operasyonun sonucunda burada tutsak tutuluyorum. Manevi bedeli ağır, ekonomik bedeli ağır. ‘Ben ekonomistim’ dediği için değil gerçekten ekonomist olan insanların yaptığı hesaba göre bu operasyonun bedeli yaklaşık 150 milyar doları bulan ve bu kadar sorunların, krizlerin içerisinde boğulurken bu cennet vatanda 86 milyon insanımız bu bedeli ödüyor” dedi.
“3 KEZ KAZANDIĞIM İÇİN BURADAYIM”
“Haykırmaya devam edeceğim. Buradayım evet çünkü ‘İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır’ diyen zihniyete karşı 3 kez İstanbul’u kazandım. Bu yüzden buradayım. Herkesin derdine ortak olan halkçı belediyecilik yaptığımız için buradayım. Tüm engellemelere rağmen sadece 6 yılda İstanbul’da bir yatırım devi yarattığım için, İstanbul’un muhafızı olduğumuz için, koruduğumuz için, kendi deyimleriyle ‘ihanet ettik’ dedikleri dönemden kurtardığım için buradayım” diyerek, ön seçimde 15 milyon oy aldığını ve bunun ülke tarihinde bir ilk olduğunu belirtti.
“BİZ 90 GÜNDÜR TUTSAĞIZ”
İmamoğlu, “Cumhurbaşkanı adayı olduğum için buradayım. Milletime tekrar haykırarak soruyorum. Biz yargılanıyor muyuz? Hayır. Biz 90 gündür tutsağız, yargı tacizine maruz kalıyoruz. Direkt cezalandırılıyoruz. Geçmişi suç dolu insanların yalanlarıyla esir tutuluyoruz. Ey milletim. Biz direkt cezalandırılıyoruz. Sadece bununla kalmıyor, milletin iradesinin de cezalandırıldığını buradan haykırıyorum” dedi.
“BİR KADINA BU NASIL YAPILIR?”
Arkadaşlarının, çağırıldıkları takdirde ifade vermeye gideceklerini söyleyen İmamoğlu, “Ülkenin onurlu insanlarına operasyonlarla algı yapıyorlar. 5 gün boyunca insanlar pisliğin içinde, uyuşturucu kokuları içinde tutuldu. Tutsak arkadaşlarım aileleriyle tehdit ediliyor. Aileleriyle, çocuklarıyla, birikimleriyle insanlar tehdit edilir mi. Bu mu yargı. 600 kilometre uzağa sıcakta saatlerce kadını kelepçeli götürüyorsunuz, yerde yatırıyorsunuz. Biz hangi çağdayız, bunu nasıl yaparsınız? Adalet mülkün temelidir, yaşamın teminatıdır. Bir kadına bu nasıl yapılır. Bu nasıl bir zalimlik, ne yapılmak isteniyor?” şeklinde konuştu.
“AVUKATLARA İLK KEZ YASAK ALAN TAYİN EDİLİYOR”
Avukatların savunma haklarının ellerinden alındığını iddia eden İmamoğlu, “Avukatlara ilk kez adliyelerde yasak alanlar tayin ediliyor, avukatlar suçlu sayılıyor. Bir insanın avukatı savunma yapıyor diye gözaltına alınır mı? Gençler protesto haklarını kullanırken gözaltına alınıyor. Bürokratlarımız kaçak yapıları yıkarken, benim canım güvenlik görevlileri oraya dizildi, oradaki mafya kılıklı heriflerin kaşını gözünü yardığı arkadaşlarım içeride onlar dışarıda. Bu süreçte benim ülkem adına ne idealim olabilir? Benim ülkem ve milletim adına hukuk devleti temennim olabilir” ifadelerini kullandı.
“HANGİ ÇILGIN BANA ZİNCİR VURACAKMIŞ ŞAŞARIM”
İmamoğlu, “Bu ülkenin şairleri ‘Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım’ derken beni tarif ediyor. Buradaki herkesi tarif ediyor. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım. Bu ülkeye atasözü diye yutturulan bir söz var. ‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.’ Ne demek yani ‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’? Yılanı canlı olarak tasvir etmiyorum. Burada yılanın ne anlama geldiğini biliyorum. ‘Haksızlığa karşı susan dilsiz şeytandır. Adaleti sağlamakla mükellef şerefli insanlar verdikleri kararlarda korkmadan karar versin arzumuz bu” dedi.
“DİRENİYORUM, DİRENMEYE DEVAM EDECEĞİM”
Mücadelesinde yalnız olmadığını söyleyen İmamoğlu, “Milletimizin 10 milyonlarca güveni arkamda. Ben duygusal bir insanım. Duygularımı aklımda birleştiren biriyim. Beni besleyen 10 milyonlarca halkım var. Herkesin mücadelesini temsil ediyorum. Herkes için adalet vaat ediyorum ve bunun her daim arkasında duracağım. Başka türlü yurtta barış dünyada barış olmaz. Direniyorum direnmeye kararlılıkla devam edeceğim. Her gün ‘yargı bağımsızdır’ demekle yargı bağımsız olmuyor. Yargı bağımsızlığı için irade gerekir. Bugünler gelip geçer. Bunu yapan günü geldiğinde bunun altında kalır, üzülür. Beni bu milletin kalbinden silemeyeceksiniz. Bu sevgi büyür, büyür, büyür, bunun tersinde kim varsa ezilir ezilir ezilir. Bu bir güç gösterisi. Güç gösterisi zayıflığın, bitişin, sona gelmişliğin göstergesidir” ifadelerini kullandı.
SAVUNMA İÇİN SÜRE İSTEDİLER
İmamoğlu’nun beyanı bittikten sonra avukatı söz alarak, İmamoğlu’nun konuşmasının mütalaaya karşı savunma olmadığını belirtti. Mütalaaya karşı savunmalarını hem avukatlar hem de sanık olarak İmamoğlu’nun hazırlamaları için süre talep etti. Mahkeme duruşmaya 5 dakika ara verdi.
DURUŞMA ARASINDA BASINLA SOHBET ETTİ
Duruşmaya ara verildiği sırada Ekrem İmamoğlu avukatlarıyla selamlaştı. İmamoğlu, yan yana bulunan eşi Dilek İmamoğlu ve iki oğlu ile Özgür Özel’e de selam verdi. İmamoğlu önce Özür Özel’e dönerek, “İyi misiniz? Tekrar başımız sağ olsun” dedi. Önüne dönerek cebinden çıkardığı peçete ile gözünün yaşını sildi. Ardından gazetecilerin “Nasılsınız” sorusuna “İyiyim” dedi. Kilosuna ilişkin İmamoğlu, “Zayıflamadım, ceketimi değiştiremedim. İnsan beden olarak zayıflar da karakteri zayıflamasın. İlk başta verdiğim 8 kilo civarı var aynıyım, form oturuyor” şeklinde cevap verdi. Çok fazla kiloyla ilgili yorum ve soru alınca “Beslendiğim şey besinden ziyade vatandaş” dedi. “Saraçhane sizi çok özledi” sözlerine, “Kucağım çok genişledi Saraçhane sığmıyor artık bütün İstanbul’u kucaklıyorum” diye yanıt verdi. Çok mektup alıyor musunuz?” sorusuna, “Mektuplar geliyor ama yavaş geliyor. Hâlâ martı, nisanı okuyorum” dedi. Mitinglere ilişkin ise “Pırlanta gibi bir liderimiz var. Genel başkanımız muhteşem. Böyle bir yol arkadaşlığı insanı gururlandırıyor. İyi ki milletimiz böyle bir millet” dedi.
Toplam kaç davanız oldu sorusuna, “Saymayı bırakalı çok oldu” ifadelerini kullandı. “Kaç kitap okudunuz, günlük tutuyor musunuz?” sorusuna, “12-13 kitap olmuştur, günlük tutmuyorum kitaplara notlar alıyorum” dedi. Küçük oğluna seslenerek “Beren’e sarıl, o sana emanet” dedi. Salondan çıkarken ise eşi Dilek İmamoğlu ve oğullarının elini tutarak vedalaştı, Özel ile tokalaştı. Kendisini sloganlarla uğurlayan izleyicilere el salladı ve yumruğunu havaya kaldırarak salondan jandarma eşliğinde ayrıldı.
DURUŞMA ERTELENDİ
Ara kararını açıklayan mahkeme, İmamoğlu’na esasa ilişkin mütalaaya karşı savunmasını yapması için yeteri kadar süre verildiğini belirterek, sadece avukatlarına savunmalarını hazırlamaları ve tevsi tahkikat taleplerini yazılı olarak mahkemeye sunmaları için süre verdi. Duruşma, 16 Temmuz’a ertelendi. Karar çıkması bekleniyor.